Merhaba Rotaract ailem;
Adım Deniz, Didim Rotaract Kulübü üyesiyim. Sizlerle, yaklaşık iki sene boyunca plan yapıp ama bir türlü gerçekleştiremediğim ve sonunda geçtiğimiz haziran ayında gerçekleştirdiğim İtalya-İsviçre gezimi paylaşacağım.
Aslında hep hayalimdi, yol bir o kadar uzun gözükse de aslında bir o kadar da kısaydı. on iki gün, dört ülke ve yaklaşık 8500 kilometre yol kat ettik. İki sene boyunca sürekli tam motivasyon plan yapıp sonradan üşenip gitmemiştim. Ama bu senenin kurban bayramında mutlaka gitmeliydim ve bunu kendim de çok iyi biliyordum çünkü yolun dışında bir de Alplerdeki kar durumu vardı. Hatta ve hatta en çok geçmek istediğim geçitten 23 Haziran tarihinde yoğun kar durumundan dolayı da geçemedim. Bu durum beni birazcık üzse de tekrar yol yapmam için de bir bahanem oldu aslında
Sizlere kısa kısa geçtiğim yerlerden bahsedeyim. Ana hedefim tabii ki de İtalya-İsviçre Alpleriydi ama rotamı olabildiğince zenginleştirmeye çalıştım. Yunanistan üzerinden feribot ile İtalya’ya geçtik. Feribota ulaşmadan önce Yunanistan’da Meteora bölgesine uğradık. Gerçekten o sıcak havaya rağmen oradaki manzaraları izlemek çok keyifliydi. Kayalıkların üzerlerine kurulmuş manastırlar oldukça hayranlık uyandırıyordu.
Dokuz saat süren yorucu bir feribot yolculuğundan sonra İtalya serüvenimiz Brindisi’den başladı. İtalya’daki ilk gün yorucu olacaktı çünkü sadece yoldan oluşuyordu. Yaklaşık 950 kilometre yolumuz vardı ve manzaralar eşliğinde sakin ve güzel biçimde devam ederken Bologna taraflarında trafik kazasından dolayı otoyol kapanmıştı ve yaklaşık otuz kilometre kuyruk vardı. Bu yüzden navigasyon bizi ara yollara soktu. Aslında ilk başta biraz içerlenmiştim, tek şofördüm ve oldukça yorulmuştum. Ara yol da nereden çıktı diye düşündüm.Sonrasında sağa ve sola bakmaktan resmen yola bakmadığım yerlere götürdü navigasyon, gün batımı eşliğinde çok tatlı bir yolculuk gerçekleştirdik.
İtalya’daki ikinci gün artık dağlara çıkma zamanıydı. Tabii ki kapanan bir yolla başladık dağ yollarına da. Yukarılara doğru çıktıkça serinliğe kavuştuk.
Mola vermek için güzel bir noktaydı, etrafımız orman ve dağlarla çevriliydi. Gözlerimi kapadıkça o noktayı anımsayabiliyorum.
Çevrede iyice dolaştıktan sonra sonunda Heidi’nin dağlarına ulaşabildik.
Dağdaki 2. Günümüz yakın çevredeki gölleri ziyaret etmek ile geçti.
-Lago di Carezza
-Lago di Braies
Ve artık dağları aşmaya başladığımız o an.
Fotoğraf, ilk geçtiğimiz geçitten bir anı.
Geçidi geçtikten sonra, kamp yapmak için planladığımız noktaya doğru harekete geçtik ama bilmediğimiz bir şey varmış, o da akşam 17:00’dan sonra çadır kurmak için kamp alanlarına giremiyor olmanız. Dağdaki ikinci günümüz yine bir sürpriz ile bitmiş oldu.
Dağdaki üçüncü günümüzde artık İsviçre tarafına ayak basmaya başladık.
Karlara doğru yükselmeye başladığımız an ve karlara ulaştığımız an.
Fotoğraftaki geçit, rakım olarak 2860 metreydi.
Dağdaki dördüncü günümüz genelde yolda geçti. Ara ara fotoğraf için durduk.
Dağdaki son günümüzde artık aşağı doğru inişe geçtik, yol üstünde birkaç noktaya daha uğradık. Bazı ortaçağ köyleri vesaire…
Hedef artık çizmenin sol kıyılarıydı.Sol kıyılardan aşağı doğru inmeye başladık. Hedefimizde Pisa bölgelerinde biraz dolaştıktan sonra, geceyi Toskana bölgesinde geçirmekti.
Akşam saatlerinde Toskana bölgesine varabildik.
Sonraki gün planımızda orta bölgeleri dolaşmak vardı ama ufak bir değişiklik yaparak tekrardan kuzeye doğru yöneldik. Kuzeyde ortaçağ köylerini dolaştık. Ortaçağ köylerinden bir tanesinde de konakladık. Son günümüz ise sadece yolda geçti. Rota değişikliğinden dolayı feribot ile aramızda yaklaşık 1400 kilometre yol vardı. 9 saat süren feribot yolculuğundan sonra, Yunanistan’ın Igoumenitsa şehrinden İzmir’e sadece kısa molalar vererek geldik. Yaklaşık 1200 kilometre. Son iki günümüz rota değişikliklerinden dolayı sadece yolda geçti. İzmir’de 1 gece durduk ve ertesi gün başladığımız yer olan Didim’e döndük.
Genel olarak yorucu bir geziydi ama gidilen yola kesinlikle değdi. İnsanın aklının bir köşesinden türlü türlü olumsuzluklar geçebiliyor. Mesela, araç arızalanırsa ne yaparım falan gibi. Bunları düşünecek bolca vaktim oldu aslında. Çoğu arkadaşıma göre yolda kalacaktım. Ama rotayı sıkıntısız tamamladık, düşünüyorum da zaman yaratabilirsem kesinlikle yine araçla gitmek isterim.
Umarım keyifli bir yazı olmuştur, rotayı düşünen olursa her zaman yardımcı olurum.