Genetik tıbbın sınırlarını zorlayan bir gelişme, geçtiğimiz hafta bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı: Araştırmacılar, ilk kez CRISPR-Cas9 kullanarak Down sendromuna yol açan fazla kromozomu insan hücrelerinden başarıyla çıkarmayı başardı. Bu çalışma henüz laboratuvar düzeyinde olsa da, bugüne kadar “imkânsız” kabul edilen bir fikri gerçeğe dönüştürme potansiyeli taşıyor üç kopya hâlindeki kromozom 21’in, yani trizomi 21’in, hücresel düzeyde “normalleştirilmesi”.
Down sendromu, vücuttaki her hücrenin fazladan bir 21. kromozom taşımasıyla oluşur. Bu fazlalık; gelişimsel farklılıklara, kalp ve bağışıklık sorunlarına, öğrenme güçlüklerine ve daha pek çok biyolojik etkiye yol açar. Fazla olan bu üçüncü kromozomu tamamen ortadan kaldırmak, uzun yıllar boyunca bilim insanlarının yalnızca teorik olarak konuşabildiği bir hedefti. Çünkü bütün kromozomu kaldırmak, genomun dev bir parçasını söküp atmaktan çok daha karmaşık bir moleküler operasyondur.
Yeni çalışmada araştırmacılar, Down sendromlu bireylerin kök hücreleri ve deri hücreleri üzerinde hassas zamanlamalı bir CRISPR-Cas9 stratejisi uyguladı. Amaç, fazladan gelen kromozomu keserek hücreden tamamen uzaklaştırmaktı. Bu işlem yalnızca fazla kromozomu silmekle kalmadı; aynı zamanda hücrelerin gen ekspresyon profilini normale yaklaştırdı yani hücreler, sanki trizomi hiç yokmuş gibi davranmaya başladı. Bu sonuç, daha önce bu ölçekte elde edilmemişti.
Elbette gerçekçi olmak gerek: Bu teknik henüz klinik uygulamaya yakın değil. Embriyolar, beyin hücreleri veya tüm organizmayı etkileyen uygulamalara geçmek için çok daha uzun yıllar ve çok sıkı güvenlik testleri gerekiyor. Etik tartışmalar ise bambaşka bir boyut açıyor. Yine de bu çalışma, gen düzenleme alanında yeni bir kapı aralıyor. Bu yaklaşım ileride yalnızca Down sendromu için değil, aynı zamanda trizomi 13 ve 18 gibi ağır klinik tablolara yol açan diğer kromozomal bozukluklar için de bir umut ışığı olabilir. Bilimin bugün attığı bu adım, hastalıkları genomik düzeyde “kurtarma” fikrinin artık yalnızca bilim kurgu olmadığını gösteriyor. Ve belki de gelecekte, genetik hastalıkların birçoğu artık değiştirilemez kaderler olarak görülmeyecek.
Makale bilgisi:
Trisomic rescue via allele-specific multiple chromosome cleavage using CRISPR-Cas9 in trisomy 21 cells.
PNAS Nexus, 2025.



